Ak parti genel başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, ekim ayından itibaren yani kongre süreci ile birlikte köklü bir değişime gideceklerini açık, net ve üst perdeden ifade etti mi? Etti, hatta müjdeledi.
Peki Ak Parti’de bu köklü değişim nasıl olur veya nasıl olmalı?
Genel başkanın bu ifadesi ve müjdesi Ak Partili büyük bir kesime oh dedirtti ve derin bir nefes aldırttı.
Ak Partili büyük bir kesime bu kadar derin bir nefes aldırtan bu kararın altında yatan nedenler ne olabilir ki?
Mevcut yönetimlerin kifayetsizliği mi?
Samimiyetsizliği mi?
İş bilmezliği mi?
Beceriksizliği mi?
Bu soruyu genel merkezden parti üst kademelerine, milletvekillerinden belediye başkanlarına, il başkanlarından merkez ilçe başkanlarına, kadın kollarından gençlik kollarına, mahalle başkanlarından bütün teşkilatlarına kadar hepsi için sormak istiyorum ve soruyorum.
Eğer Ak Partinin birçok kademelerinde bu sıkıntılar varsa şu soruları da ilave etmek isterim;
Bunlar ulaşılmaz mı?
Bunlar kibirli mi?
Bunlar riyakar mı?
Ya da yaparız deyip boş veren yalancılar mı?
Bütün sıkıntılarda mesaj alındı denilip sonra tekrar halkı ve taleplerini unutmak, acaba halkı aptal yerine koymak değil midir?
Halk oy verdiği, gönül verdiği, seçtirmek için kapı kapı dolaştığı bir siyasetçiye ulaşamıyorsa hatta özel kalemine ulaşamıyorsa, değişim talebinde haklı olduğunu da kabul etmek gerekir.
Yaşlılara tepeden bakılıyorsa, kadınların derdi dinlenmiyorsa, gençler partiyi, parti gençleri tanımıyorsa sizce de değişim ve değişiklik şart değil mi?
Değil diyen varsa hemen şu soruyu soralım; son seçimlerdeki tablodan haberiniz var mı?
Ortaya çıkan sonuç ve manzaradan memnun musunuz?
Peki o süreçte vatandaştan yükselen o ses neydi? Bir değişim talebi olabilir mi?
Peki vatandaşın istediği değişim talebini yetkililer doğru anladılar mı?
Hemen söyleyeyim vatandaş Merkez İlçe Başkanını, İl başkanını, Genel Başkan Yardımcısını değiştir demiyor. Peki ısrarla değişim şart derken neyi kast ediyor?
Vatandaşı doğru anlamazsak yıllardır düşülen hataya düşmeye devam edilir.
Bunu genel başkandan sonra ki herkesi kapsayacak şekilde söylüyor ve hepsini uyarıyorum.
R.T. Erdoğan sahayı sizin kadar bilmiyor mu? Sahayla alakalı verdiğiniz yanlış bilgilerden habersiz mi?
Genel Başkan sahayı hepinizden çok iyi biliyor ve her şeyden haberdardır. Bu bir maratonsa ya genel başkanınızla koşacaksınız ya da kestirmeden, ara sokaklardan sonuca ulaşmakla yarışı tamamlamadığınızı bileceksiniz. Koşamayacağınız yarışa katılmamak, kenardan destek vermekte erdemdir. Bunu da deneyin.
Vatandaş ve Ak Partiye gönül verenler değişim şart derken, sayın Genel Başkan Yardımcılarını değiştir, koordinatörlerini, teşkilat başkanı ve ekibini değiştir, kabineni değiştir, vekillerini değiştir, bütün İl başkanlarını, belediye başkanlarını değiştir demiyor.
Peki o zaman vatandaş hangi değişikliği istiyor?
-Tavır değişikliği.
-Dil ve söylem değişikliği.
-iletişim değişikliği.
Çünkü tavır, söylem ve iletişim dili problemli.
Ak Partiye gönül vermiş, hiçbir karşılık beklemeden destek veren yaşlılar, gönül verdiği partinin yöneticisini görmek için, güvenlik ve turnikelerden geçmek, çaycı ve sekreterliğe meram anlatmak, sıraya girip yetkili müsait olduğunda resmi törenle huzura kabul edilmek, sonra hiçbir muhabbet görmeden gönderilmek durumunda bırakılıyor ve bu durum onu incitiyor.
Uzaktan selam vermek istese beli bükük olduğu için kafasını kaldırıp dördüncü-beşinci kata bakamaz, baksa yetkiliyi göremez, görse sesini duyuramaz, seslense yukarıdaki yetkili tepeden baktığı için onu tanıyamaz.
Yaşlının gönül verdiği yere ulaşması bu kadar problemli ise, ev kadınlarımız televizyonda gördüğünde heyecanlandığı Genel Başkanının partisine gitmek için bütün o bariyerleri aşabilirler mi?
Yaşlı yok, kadın yok, genç yok, iş arayan yok…
Peki geriye kim kaldı?
Partiyi parselleyenler, halktan kopuk yaşayanlar, yetki aldığı için insanına tepeden bakanlar.
Peki halkın gönlüne taht kuran bir genel başkanın teşkilatları halktan kopuk, halkı duymayanlardansa bu halk siz bizi sevmeseniz de, siz bizi duymasanız da biz gökdelenlerinizin en üst katlarına sesimizi duyurur ve sizlere hayranlığımızdan kapılarınızda yatarız der mi?
Halkın sesini Cumhurbaşkanına ulaştırmakla görevli aradaki teşkilatlar kendi çıkarları ve makamlarını korumak veya kaybetmemek için vatandaşın sesini Cumhurbaşkanına duyurmamak için sürekli teneke çalıp duruyorlar.
Genel başkana sesini duyurmaya, sıkıntılarını veya mutluluğunu ifade etmeye çalışan vatandaş için ‘’herkes çok mutlu, sizlerin selamına muhabbetle karşılık veriyorlar, sizler yoğunsunuz sizi rahatsız etmemek için bizlerle sizlere selamlarını ve muhabbetlerini iletiyorlar, siz rahat olun her şey kontrol altında’’ deyip, sesin yukarı ulaşmasını engelliyorlar.
Sayın Cumhurbaşkanım bu vatandaş size ulaşmak, size sesini duyurmak istiyor. Sizlerin aldatılmasına razı değil, sizi de kendilerini de aradaki bariyerlerden kurtarmak istiyor.
Peki ne yapmalı?
R. T. Erdoğan ile vatandaşın arasına girmiş herkesi zemin kata çekmeli, vatandaş sokaktan geçerken camdan derdini anlatabilmeli, güvenlik, turnike, sekreter aradan çekilmeli, vatandaş idarecisiyle bir arada olabilmeli. İlk günkü gibi…
Bunu yapmak size göre zor veya mümkün olmayabilir değil mi?
Bunu bilmelisiniz ki, dünyada gündemi en yoğun olan insanların başında R.T. Erdoğan geliyor. Bu yoğunluğa rağmen bir fırsatını bulduğunda taksi durağına gidiyor, taksici esnafıyla çay içiyor, muhabbet ediyor, yolda arabasını durdurup bir gece konduya gidiyor, hazırda ne varsa sofraya onu koyuyorlar onu yiyor, yaşlının elini öpüyor, çocukları kucağına alıyor, gençlere bir baba şefkatiyle yaklaşıyor.
Teşkilatları onun yaptıklarını örnek alıp yapmak yerine sadece R.T. Erdoğan’ın yaptıklarının lafazanlığını yapıyorlar.
Lideri ile aynı yolda yürümeyen, çıkarları bitince liderini yarı yolda bırakır.
Ya kendinizi toparlayın davasına ömür adayan Recep Tayyip Erdoğan ile yol alın, ya dahil edildiğiniz davaya hizmetkar olun ya da çekilin hak edenler o makamlara gelsinler ve davalarına layıkıyla hizmet etsinler.
Her şeye rağmen takdir,
Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ındır.
Saygılarımla.