Avrupa ülkeleri 1900'lü yıllarda birbirleri ile savaştıklarında, geride 60 milyon insanın ölüsünü bıraktılar...
Avrupa ülkeleri 1900'lü yıllarda birbirleri ile savaştıklarında, geride 60 milyon insanın ölüsünü bıraktılar...
Ancak mesele barış ve huzur olunca, akıllı davranıp, inat etmediler, birbirlerine husumet gütmediler...
Karşılıklı fedakârlıklar yaparak, savaştan dersler çıkardılar ve aralarında bir Avrupa Birliği bile oluşturdular...
Kısa zaman içinde de dünyanın en güçlü, en zengin ve en etkili birliği oldular.
Osmanlı ve Selahaddin bakiyesi olan Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan bizler, aynı birliği, aynı yolu takip ederek oluşturabilir, ecdadımızın şanlı güç ve adaletini tüm dünyaya gösterebilir, Ortadoğu’da huzura önayak olabiliriz…
Aslında kurduğumuz bu gibi hayallere giden baharın tohumları, bazı rahmetli liderler tarafından atılmıştır... Özal, Erbakan gibi…
Sayın Devlet Bahçeli de, ‘örgüt lideri gelsin, DEM gurubunda silah bırakılması için açıklama yapsın’ çıkışı ile siyaseten çok önemli bir risk alarak, belki de yüzyılın barış meşalesinin yakılmasında öncülük etmiş, bilge liderlik yönünü göstermiş, Sayın Cumhurbaşkanımız da buna kayıtsız kalmayıp, önceden de bir denemesini yaptığı Barış ve Kardeşlik umuduna destek vermiştir...
Gelinen noktada, kırk senedir vatanımız ve bölgemizde sayısız acılara kaynak olan, tüm dış ülkelerin çomak soktuğu, yer yer kullandığı, silah ve teçhizat verdiği bir terör örgütü lideri önemli bir çağrıda bulunarak, örgütün artık kendini feshetmesi gerektiğini, silahların bırakılması zamanını geldiğini, siyaset ve diyalog ile kardeşliğin güçlenebileceğini bildiren bir yazı kaleme alıp, DEM vekilleri üzerinden kamuoyu ile paylaşmıştır...
Bölgede nice acılara şahit olan, çocukluğunda bu yönde birçok travmalar yaşayan, anne tarafından dedesi Şeyh Said ile idam edilen, baba tarafından dede ve nineleri batıya sürgün edilen bir Zaza Kardeş'iniz olarak şunu belirtmek isterim ki; atılan bu adımlara, uzatılan bu ellere, önümüze gelen bu fırsatlara karşı kayıtsız kalmamalı, sadece vatan topraklarını değil, Kuzey Irak ve Kuzey Suriye kantonları dâhil olmak üzere yepyeni bir PERSPEKTİF ile KUL HAKKI çerçevesinde yeni bir sayfa açılmalıdır...
Tabi olmazsa olmaz realite olan ONURLU BİR HELALLEŞME ile birlikte, bir takım FEDAKÂRLIKLARDA da bulunulmalıdır. Bu fedakârlığın çoğu DEVLETİMİZE, bazıları da biz vatandaşa düşmektedir...
Biliyoruz ki bu yolda gizli ve açık behbatlar peyda olacak, DERİN ve sığ birçok engeller çıkarılacaktır önümüze... İşte o engelleri aşacak iki büyük silahımız var; KARDEŞLİK ve İSLAM-İ MERHAMET...
Rabbim ümmet, ülkem, vatanım, milletim ve bölgemi her türlü fitneden, şiddet ve savaştan emin kılsın, atılan iyi niyetli adımları hayırla neticelendirsin...
Selam ve Dua ile…