Son seçimden önce aramızdaki samimiyet ve kardeşlik vazifesi gereği Sayın Cevdet Yılmaz, Feyzi Berdibek, Zeki Korkutata ve il başkanı Yılmaz Seven’e bir uyarıda bulunmuştum; "Emekli maaşlarına mutlaka müdahale edilmeli, yoksa seçime yansır" diye...
Sayın Cevdet abimiz dışındaki isimler -sağ olsunlar- dönüş yapıp, “bizleri uyarmaya devam ediniz’’ babında teşekkürlerini ilettiler…
Ancak ikazlarımıza yönelik bir adım atılmadı… Neticesinde emeklilerin tepkisi CHP’yi birinci parti yaparak, birçok il ve ilçede belediye başkanlıklarının el değiştirmesine neden oldu...
Sokakların nabzını tuttuğumuz için, genelde ve yerelde tahminlerimiz tutuyor... Bu vesile ile tekrar kardeşlik vazifemi yapıp, muktedirlerimize tavsiyelerimi yapmak istiyorum…
İlk üç madde Ak Parti ve Erdoğan'ı bi beş sene daha ülke yönetiminde tutacaktır ki, ülke sınırları etrafındaki olan bitenler açısından bu beş senenin çok çok önemli olduğunu düşünüyorum... Son önerimiz ise, memleket ve Sayın Cevdet Yılmaz’a özeldir...
1- Asgari ücret ve emekli maaşları kesinlikle birbirine yakın olmalı, işçi sigorta primleri devletçe karşılanmalı...
İkisi de 25 bin TL olabilir ve bu durum, mutlaka asgari ücret açıklanma aşamasında iken basın yolu ile halka duyurulmalı. Vatandaş, emeklinin en düşük maaşının 25 bin TL olacağını önceden öğrenirse, işçilerimiz anlayışlı olacaktır ve emeklilerin de gönülleri alınacaktır… Bu arada, kamudaki memur ve işçilerin zam oranı düşük tutulmalıdır. Seyyanen zam yapılmamalıdır…
Asgari ücret zammı nedeni ile işçilerin sigorta primleri artacağından, işverenler zam yapmak zorunda kalmaktadırlar. Bu kesinlikle önlenmeli ve bunun yolunun, sigorta primlerinin işverene yansıtılmamasından geçtiğine inanıyorum. Vergi ve sigortaya yönelik artı maliyetlerin hazinece karşılanması, bu kaynağın da bazı ‘lüks’ kalemlerden vergi yolu ile alınması taraftarıyım.
2- Kira artışlarına mutlaka müdahil olunmalı…
‘En fazla % 25 zam kuralı’ gariban vatandaşın takdir ettiği bir yöntemdi. Ondan vazgeçilmesi hoş karşılanmamakla birlikte, sadece ‘zengini’ mutlu etti ve kiraların artışını hızlandırdı…
Keyfi kira zamlarına karşı zam oranlarının ‘belediye meclisleri ya da valilikler tarafından, semt, mahalle ve metrekare birimlerine göre belirlenme’ yöntemi uygulansa keşke... Böylece aynı yerleşke ve yerlerde standart kiralar olur. Mal varlığını bu ücretlere göre kiraya vermeyenlerden boş bıraktıkları her ay için belirli bir vergi alınırsa, 'boş kalıp ceza ödeyeceğime, devletin uygun gördüğü fiyata kiraya veririm' anlayışı hâkim olur ve kimse devlet ile inat etmeye cüret etmez...
3- Yeni Anayasa cesur adımlarla yeniden yazılmalı, Anayasada Türklük yerine Türkiyelilik kavramı eklenmeli, yakın tarihimize yönelik ‘helalleşme’ adımları atılmalı, Kuzey Irak ve Kuzey Suriye bölgeleri ile daha fazla teşriki mesaiye gidilmeli…
4- Bu madde, ilimiz ve Sayın Cevdet Yılmaz’a yönelik bir taleptir…
Reisi Cumhur Yardımcısı ve bir Bingöllü olması hasebi ile hemşerilerinin kendisinden pozitif bir beklentisi var. Yani Bingöl için Sayın Yılmaz’dan AYRICALIKLI bir dokunuşbeklenilmektedir..
Örneğin üç konu belirlenir, 'bunlardan hangisini istiyorsa Bingöllü kardeşlerimiz, o istek Cevdet Yılmaz'ın özel çabası ile memlekete kazandırılacak' diye bir çalışma yapılsa ve o hizmet yerine gelse, hatta o hizmete Cevdet Yılmaz adı verilse... (Mini Şehir Hastanesi, altlı/üstlü mükemmel bir Gündoğdu Kavşağı ya da Yenimahalle, Mirzan, Yeşilyurt, Saray Mahalleleri, Maden sokak ile Eski Hal'in olduğu alanların TOPLU KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ gibi...)
Böylece vatandaşın bakış açısı olan; ‘’Cevdet Yılmaz mutlaka -pozitif ayrıcalık gereği- bi şeyler yapacaktır memlekete’’umudu da gerçekleşmiş olur...
Evet…
Biz kardeşlik görevimiz gereği yapıcı uyarılarımızı yapmaya, Ümmet, Ülke ve Memleket için hayırlı temennilerde bulunmaya devam edeceğiz… Takdir, elbette muktedirlerindir…
Sürçü lisan ettiysek af ola…
Saygılarımla…