ŞEHADET ONURDUR SUNULDU ÜMMETE
‘’Şüphesiz hicret edenlerin, yurtlarından çıkarılanların, benim yolumda kendilerine eziyet edilenlerin, çarpışanların ve öldürülenlerin kötülüklerini örtecek ve kendilerini altından ırmaklar akan cennetlere sokacağım. Bu Allah katında bir karşılıktır. Karşılığın en güzeli Allah katındadır.’’(Ali İmran 3/195)
Söz konusu Filistin ve Gazze şehitleri olunca, dünyanın neresinde yaşarsanız yaşayın, yüreğinize farklı bir hüzün çöker.
Özlersiniz onları, onların hayatlarını ve Şehadetlerini …
Bu hüzünlerle beraber biz Filistin ve Gazzede yaşayan her yaştaki kişiye şehit veya yaşayan şuheda deriz.
Kutlu olsun.
Biz iman etmişiz, yokluk değildir ölüm.
Faniden ebede geçiş yolculuğudur ölüm.
Her fani yaşar bu yolculuğu, her nefis ölümü tadar.
Ama ölmek var, ölmek var. Biz bugün burada şerefli olan ölümden bahsetmek istiyoruz.
Hani bazıları küçücük akıllarıyla, Allah’a ve onun değerlerine savaş açar ve ölürler ya, işte bunlar değersiz ölümlerdir.
Bu Şehadet coğrafyası da bu cahilce ölümlerden bahsetmek istemiyoruz. Çünkü bu tür ölümlerin ahrette, Allah’ın yanında hiçbir kıymetleri yoktur.
Onlara azap var, nimet yoktur.
O zaman şerefli ölüm nedir ona bakalım; Allah’ın kelamını yere düşürmemek, onun izzetli elçisine tabi olmak, onun dinini yüceltmek için mücadele etmek, mazlumlara yapılan baskı ve dayatmalara karşı çıkmak, zalime karşı mazlumun safında yer almak ve bu uğurda hayatını kaybetmek, şerefli bir ölümdür.
Filistin ve Gazze şehitlerine baktığımızda, onların ölümünde ki şeref ise şereflerin en üstünüdür çünkü; onlar İslam düşmanlarına karşı din için verdikleri mücadele neticesinde zalimler ve kafirler tarafından zindanlara atıldılar, akla hayale gelmeyen işkencelerden geçirildiler ve bunların neticesinde verdikleri haklı mücadelelerinde siyonist ve işbirlikçileri tarafından alçakça şehit edildiler ve ediliyorlar.
Alçaklar şunu çok iyi bilsinler ki; onların öldürdükleri hiçbir şehit ebedi yokluğa gitmemiştir.
Onlar sağdırlar ve dinin sahibi olan Allah’ın misafirleridirler.
Onların her biri Allah’ın katında rızıklandırılmaktadır.
O öyle bir makamdır ki, o makama Allah’ın elçileri bile imrenmektedir.
Kıyamet gününde onlara öyle ikramlar yapılır ki, onlar tekrar tekrar Allah yolunda savaşıp şehit olmayı istemektedirler.
Mazlum coğrafyanın Gazzesinde Allah’ın dinine ve davasına sahip çıkmak için şehadet aşkıyla yanıp tutuşan ve şehit düşen yürekli Müslümanlar vardır.
Bir çoğu da sırasını beklemektedir.
“Ben canımı kurtarayım, dinim, memleketim, namusum ne olursa olsun.” deyip kaçanların olduğu bir dünyada, bu duruşu sergilemenin elbette ki hem inananların, hem Allah’ın nazarında bir kıymeti ve değeri vardır.
‘’O halde dünya hayatını, Ahiret hayatı karşılığında satanlar, Allah yolunda çarpışsınlar. Kim Allah yolunda çarpışır, sonra öldürülür veya üstün gelirse, ona büyük bir ecir vereceğiz.’’(nisa 4/74)
Filistin ve Gazze şerefli ve Onurlu inanmışların ve şehitlerin diyarıdır.
Dünyanın dört bir yanında İslam davası için şehit edilen bütün şehitlerimize ve bütün Gazze şehitlerimizin, bir kez daha kanlarının İslam’a kuvvet ve Müslümanlara şuur getirmesini diliyorum, hepsinin Şehadetini kutluyorum.