İmam hatip talebesiydik...
Necip Fazıl, Aliya İzzet, Ali Şeriati, Cemil Meriç, Fatih, Said Nursi, Mehmet Zahid Kotku, Hz. Ali, Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve sahabeler…
Ve tabi ki de Şanlı Selahaddin ve Kahraman Osmanlı efsaneleri…
Bunlara âşık, bunlara hayran büyür/büyütülürdük…
Evet, biz de gençtik... Daha ergenlik çağlarındaydık…
Bizlerin de yüzünde akneler, sivilceler çıkardı, bizler de bir gönül sahibiydik...
Ancak bu okullarda olmanın verdiği öyle bir ağırlık vardı ki üzerimizde…
Yaptığımız günahların bile bir sınırı olurdu..!
Döşlerimizde öyle bir sorumluluk hissederdik ki, hepimiz ya bir Fatih, ya bir Selahaddin, ya da birer Şeyh Şamil askeriydik..!
Kısaca hepimiz cephelerde bir Çeçen, Gazze sokaklarında Filistin çocuklarıydık…
Irklarımız farklı olsa da, hepimiz birer Osmanlı aşığı, birer Ümmet fedaisiydik..!
Hatamız-kusurumuz olurdu elbet ancak, bizlerden vatan haini olmaz, ateist türemez, ırçılık ve faşistlik kalbimize girmez, hele hele darbesever tipler asla çıkmazdı içimizden..!
Hele hele imam hatipli bacılarımız... Ah ah..! L
Her biri birer Şalcı Bacı, Emine Şenlikoğlu, Nene Hatun, Fatıma, Zeynep, Ümmü Gülsüm.!
Her biri birbirinden güzel, yüzleri nur, gözleri kaçamak, başları önde, tebessümlerini ise görmek ne mümkün..!
Onlara karşı öyle bir bakış açımız vardı ki, onlardan o kadar utanırdık ki…
Bizlere kaşlarını çattıklarında, en cesur, en delikanlımız bile kediye döner…
Onlara uzanan dile karşı da, en korkağımız bile, birer aslan kesilirdi..!
Şimdi o günleri düşünüp efkârlanırken…
Bu günkü İmam Hatip neslini görüp te acı çekmemek ne mümkün…
Bu okulların yanından geçerken içimiz sızlıyor...
Hele hele öğle saatlerinde..!
Halbuki ne de sevinmiştik İmam Hatip Okulları arttı diye..!
Görünen o ki; sayısal çoğunluk hayır getirmemiş, saygınlığını da, ağırlığını da silmiş-süpürmüş… Böyle giderse de, ne silgi kalır, ne de süpürge..!
Değerli abim Mahfuz Arslan’ın da hep dediği gibi; “Eğitim bizim oldu ama öğrencilerimiz başkalarının” !!!
Diğer liseler zaten ayrı bir dert…
Üniversiteler ise, bi kere başındaki hocaların akidesi tek başına apayrı bir sıklet…
Eğitim sistemimizin kaynağı ise zaten Yalan Yazan Tarih Utansın sözüne namzet..!
'Artık çok geç' demeden, acilen bir şeyler yapılmalı... Ama ne..!!!
Bizim Mahallede birileri öncü olmalı…
Külliyeye mi yalvarılır, tekrar eskisi gibi -küçülerek- dava diyerek mi yol alınır, bilmiyorum. Bildiğim, acilen bir şeyler yapılmalı…
Kimse yapmasa da, İmam Hatip dernekleri ‘Ya Allah’ diyerek ayağa kalkmalı…
Sessiz ve derinden… Ama önce, o bizim eski mahallelerden başlayarak..!
Çünkü koltuğu, parayı, şöhreti bulup ta, Bizim Mahallelerden taşınan taşınana…
İyi ki taşındılar… ki mahallelerimiz baya temizlendi..!
Bir şeyler yaptık yaptık, yapamaz isek eğer, o günleri hatırlayıp ta iç çektiğimiz gibi…
Çocuk ve torunlarımız bu günleri düşünüp, bu halimiz için bile ‘keşke…” diye iç çekebilirler.
Ve sorumlusu ebetteki -öncelikle- biz oluruz…
Özetle; İmam Hatip Nesli, aslına dönmeli..!
Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler…
Saygılarımla…