Kulaklarınızın üzerine yatmayın.
Size söylüyorum; 1 Kasım 2015 genel seçimlerinde eşik aşındırıp, mazbatayı aldıktan sonra memlekete ve millete arkasını dönen ve yandaşlarıyla Çukurambarda buğday ve peynir sefası Süren siyasetçiler…
Yüzünüzden bu memleket ne hayır gördü ki, arkanızı döndünüz.
“Memleket insanı namusludur, arkamızdan konuşmaz, yüzümüzü de görmez.” dediniz.
Ne oldu?
Seçim ensenizden tutunca istemeseniz de yüzünüzü tekrar memlekete döndünüz…
Biraz yüzünüz varsa, bu insanların yüzüne bakamazsınız.
Siz Çukurambar havasını da tattınız, şimdi oradan da vazgeçemezsiniz.
Peki ne olacak?
En iyisi yüzünüze birer peçe takın, çünkü tam mezdeke zamanı…
Siz kıvırmaya doymamış olabilirsiniz ancak halk artık doydu, yalanlarınıza, kıvırmalarınıza, hatta mezdekeye…
Şimdi yeni şeyler görme zamanı.
Şimdi ey eskiler, siz niye olmuyorsunuz, biliyor musunuz?
Bu halk size şunu sormaz mı?
Yıllarca yapışık ikizi gibi olduğun ve iş yerinden hiç çıkmadığın adamı niye sattın ve niye arkasından vurdun?
Memleketin altın gibi evladı Süleyman Budunoğlu Beyi hangi basit çıkarın için feda ettin?
Ahmet Burtaçkıray beyin ne yanlışını gördün?
Ahmet Hasanoğlu gibi değerli bir insan, kovanınıza bir şey mi soktu da apar topar görevden aldınız?
Bu insan adamlığının, asaletinin zekatını verse piyasada adam gibi gezmeniz için size bir ömür boyu yeter. (Ahmet Bey’in yerine atanan Yunus Budak Bey’in de çok değerli bir insan ve iyi bir idareci olduğunu biliyorum.)
Ya Allah aşkına, Bingöl’de 7’den 70’e, emekliden emziği yeni bırakmışa kadar hemen hemen herkesin tanıdığı, her işini adam gibi yapan, şuna buna yalakalık etmeyen, beyefendiliği ve kişiliği ile on numara bir adam olan, çevresinde sevilen, sayılan, ciddi anlamda devlet terbiyesi almış Mahmut Araboğa Bey’i görevden alırken, “Allah’ım sen akıl ve iz’an dağıtırken, ben neredeydim…” diye düşünmedin mi?
Yada size bu yanlıştır diyen, sağınızda solunuzda hiç mi aklı başında kimse yoktu?
Neyse gün, bu gündür…
Buradan, samimiyetine ve dürüstlüğüne inandığım Fevzi Berdibek Bey’in bana sorduğu bir soru vardı.
‘’Musa kardeş, Allah aşkına bana doğruyu söyle, eğer Bingöl halkına benim bir yanlışım olmuşsa, onlara arkamı dönmüşsem, onların bir taleplerini söz verdiğim halde yerine getirmemişsem, sadece seçimden seçime onları hatırlamışsam, yani benim hakkımda duyduğun, gördüğün, bildiğin bir şey varsa bana söyle.” dedi.
Söylediler Feyzi Bey.
Dediler ki;
“Feyzi baba, bayramlarda, düğünlerde, taziyelerde, hastalıklarda, ister vekil olsun, ister olmasın, kapımızı çalan hal hatır sorandır. Geldiği yeri asla unutmayandır,
Kendi sevenlerini ve seçmenini, oy vereni-vermeyeni, kardeşleri kadar tanıyandır,
Seçilmenin ve seçilmişliğin sonsuza kadar sürmeyeceğini, kalıcı olanın insanlık olduğunu bilendir,
Bingöl Halkına “Seçildim, oyun bitti, perde kapandı.” demeyendir,
Kendisine el verene, gönlünü verendir,
Kılıktan kılığa girmeyen, adam gibi adamdır.” dediler.
Ha olumsuz konuşan çıkmaz mı?
Elbette ki çıkar.
Sizin tabirinizle, İnsanoğlu bazen kendisini yaratanı bile unutur veya tanımaz.
Son söz: yüzsüzler aradan çekilsin, söz verip sözlerini tutmayanlar kaybolsun, müdür kıyanlar, ihale kovalayanlar Çukurambar’larına çekilsin, geriye kalan bütün siyasetçilerimize ve halkımıza 24 Haziran 2018 yılında yapılacak olan seçimler hayırlı ve uğurlu olsun.