Bingöl'de cafe ve kahvehanelere takılan insanların yaş ortalaması 17-35 ve bütün mekanlar ağzına kadar dolu. Bingöl'deki bazı cafe sahipleri yarı çıplak kızlarıda kapıya dikiyor sırf mekana genç erkekler takılıp birşeyler yiyip içsinler diye bayan garsonları saymıyorum bile.
Hangisiyle konuşsak ben memur olamıyorum, torpilim yok diyor. Belki de haklılar.
Peki torpiliniz yok diye çabalamayıp anne, babanızdan yada kısa yoldan ( haramdan) para kazanarak, arkadaşlardan yiyerek bir hayat ne kadar süre günü birlik idare edilebilir ? Otura otura öyle bir tembel gençlik yetişti ki geçici veya devamlı bir iş söz konusu olduğu zaman veya teklifi geldiği zaman türlü bahanelerle iş reddediliyor. Bir çırak, fırıncı, çoban, berber, zanaatkar ve sanatkar,vs olmak istemeyen gençler kahvehanede, cafe'de devlet kurup o devletin başkanı oluyor gece yarısı eve giderken o devletide kendisiyle birlikte alıp gidiyor.
İşte bu gençlik gerek parasızlık, gerek madde bağımlılığı, gerek işsizlik bunalımı en önemlisi dini değerlerden yoksun olunca o genç yaşlarda bunalım ve strese girerek intihar ediyor dünyası ile birlikte ahiretini de berbat ediyor.
Öyle bir zaman ve asırda hayat idame ediyoruz ki, özellikle şu Bingöl'de intihar edip canına kıyan gençleri kimse sorgulamıyor, önlem almıyor. Aileleri bile bu duruma tepki göstermiyor.
15,16 yaşlarından itibaren büyüklerinden aldıkları örneklerle sevgili arayışına giren kızlar şimdiden kafe köşelerinde, sokak kenarlarında, parklarda kendilerini perişan, sersefil ediyor. Bazı aileler kız çocukları nerede ? Ne yapıyor ? İlgilenmiyor. Bu şekilde devam eden bu çocuklar bazı kirli düşünceli, adına insan demeye utandığımız insanların ağına düşüyor. Ya hayatlarında kolay atlatamayacakları travmalar yaşıyor, ya da o masum yaşamlarına son veriyorlar.
Bingöl'de bile bu kadar intihar vakaları olurken neden yetkililer, toplum, aileler bu duruma sessiz kalıyor ? Neden bu olayların üstüne toprak atılıyor ?
Pahalı arabalara binmek, pahalı evlerde oturmak, pahalı kıyafetler giymek insanı insan yapmıyor. İnsanı insan eden yüreğinin, kişiliğinin, aklının pahalı olmasıdır.
Günümüzde kim Allah'ı (c.c.), peygamber efendimizi (s.a.v),. Kur'an'ı sevip sayıyor ? Kim bu kurala göre yaşıyor ? Çok az hemde çok. Oysa İnanç dilde değil kalpte olsaydı bugün bu sorunlar yaşanır mıydı ?
İnançlı, nereden gelip nereye gideceğini bilen insanın ne psikolojik bunalımı olur, nede travmaları. İşte oluşturulmak istenen İslam'dan uzak bu toplum ne yazık ki hem İslam'dan uzak hemde psikolojik vakalar ve intiharlarla dolu.
Kendini sadece eve para götürmekle görevli gören babaların, sadece yemek yapıp, çamaşır bulaşık yıkamakla görevli gören annelerin sonu intihar ile biten evlatlarını bir eksik, iki fazla ne kadar anlatsakta hep eksik kalır. Bingöl'deki gençlerin halleri ne yazık ki bu durumda...
Peki ya yarın ?
Acaba hangimizin evladı canına kıyacak ?