Fay Hattının Kalbindeki Bingöl’de Liyakat Sınavı: Bingöl Çevre, Şehircilik ve İklim Müdürlüğü Sınıfta Kaldı

Bingöl, iki büyük fay hattının tam kalbinde yer alan, deprem riski yüksek bir şehir. Tarih boyunca bu bölge, yerin derinliklerinden gelen sarsıntılarla defalarca sınandı ve acı tecrübelerle dolu bir geçmişe sahip. Ancak, depremin yıkıcı gücü sadece yer altından gelen sarsıntılarda değil, aynı zamanda yetkililerin ihmallerinde de kendini gösteriyor. Bingöl Çevre Şehircilik ve İklim il Müdürlüğü’nün hasar kayıt çalışmalarında sergilediği performans, bu ihmallerin en acı örneklerinden biri.

Depremler sonrasında hızlı ve etkili bir şekilde hareket edilmesi gereken bu bölgede, maalesef ki müdürlük ağır kaldı. Karlıova Depremi ve Kahramanmaraş Depremlerinden sonra birçok yapı, önce ağır hasarlı olarak kaydedildi, ancak sonrasında normal hasarlı olarak sınıflandırıldı. Bununla birlikte ağır hasarlı yapı olmasına rağmen normal hasar verilip vatandaşların devletimizin vaatettiği  konut fırsatından yararlanmasından müsade edilmedi.   

Bu durum, sadece vatandaşların güvenini sarsmakla kalmadı, aynı zamanda olası bir depremde hayati risk taşıyan yapıların göz ardı edilmesine yol açtı. Peki, bu hataların ardında ne var? Akıllara sadece liyakatsizlik geliyor. 

Bingöl, depremlerle sınanmış bir şehir olarak, her zaman yetkin ve alanında uzman kişiler tarafından yönetilmeyi hak ediyor. Ancak görüyoruz ki, Bingöl İl Çevre Şehircilik ve İklim Müdürlüğü, bu konuda sınıfta kalmış durumda. Deprem bölgesinde görev yapmanın sorumluluğu, sadece işini yapmakla sınırlı kalmamalı, aynı zamanda bu işi en iyi şekilde yapmak zorunluluğu da taşımalıdır. Oysa ki, müdürlüğün bugüne kadar sergilediği performans, bu zorunluluğu yerine getirmekten uzak bir tablo çiziyor.

Bingöl gibi iki büyük fay hattında yer alan bir şehirde, yapı denetimi ve hasar kayıtlarının titizlikle yapılması gerektiği apaçık ortada. Ancak, liyakatli kişilerin görev başında olmaması, böylesine hayati bir sürecin aksamasına neden oluyor. Çevre şehircilik ve İklim Müdürlüğü’nün, bu konuda daha fazla sorumluluk alması ve yapılan hatalardan ders çıkararak, gelecekte benzer hataların tekrarlanmaması için gerekli adımları atması elzemdir.

Bir şehrin kaderi, o şehri yönetenlerin elinde şekillenir. Bingöl’de, bu kaderin olumsuz bir şekilde yazılmasına izin vermemek için liyakatli, donanımlı ve alanında uzman kişilerin görev başına gelmesi gerekmektedir. Deprem bölgelerinde, her an bir sonraki sarsıntıya hazır olmak zorundayız. Bu hazırlık, sadece vatandaşların bilinçlenmesi ile değil, aynı zamanda devletin ilgili kurumlarının da işini layığıyla yapması ile mümkündür. 

Bingöl’de, Çevre Şehircilik ve İklim Müdürlüğü’nün bu sorumluluğu taşıyabilecek kapasitede olduğuna inanmak istiyoruz. Ancak, bugüne kadar sergilediği performansla, bu inancı pekiştirmekten uzak bir tablo çizdiğini üzülerek görmekteyiz. Bu noktada, hem halkın hem de yetkililerin bu duruma kayıtsız kalmaması, liyakatli kişilerin göreve gelmesi için sesini yükseltmesi gerekiyor. Çünkü bu ses, bir sonraki depremde hayat kurtarabilir.

Son olarak;

Kahramanmaraş depreminin ardından Bingöl’deki hasar tespit çalışmalarının aylarca ağır aksak ilerlediği bir dönemde, Bingöl Valisi Sayın Ahmet Hamdi Usta göreve geldi. Vali Usta, kente adımını atar atmaz, durumun ciddiyetini fark etti ve bu hayati sürecin hızlandırılması için derhal talimat verdi. Kısa süre içinde, yarım kalan çalışmalar tamamlandı. belirsizlik içinde bekleyen vatandaşlar derin bir nefes aldı. Bu özverili müdahalesiyle, Sayın Valimize Bingöl halkı olarak büyük bir minnet duyuyoruz. Onun kararlı liderliği olmasaydı, şehir belki de hala belirsizlik içinde bekliyor olacaktı.