Yoktan var eden yüce Allah'ın ilk yarattıklarındandır ilahi "KALEM".
Kalem, O’nun emriyle kıyamete kadar olacak olan her şeyi yazmıştır ve yazacaktır.
Kalem o kadar değerlidir ki; Allah, kalem süresinde kalem üzerine yemin etmiştir.
O yüzden, yeryüzündeki bütün kalemlerde ilahi kalemin tecellileridir.
İlahî istikamete gitmeyen her kalem hüsrandadır, ona giden her kalemse; şereflidir, değerlidir ve Allah dostudur.
Benimde naçizane kalemim hiç bir zaman Hâk ve Hâk’kın rızası dışında bir kelam yazmayacaktır inşallah. Kalemim, her daim Hak’kın yanında haksızlığın karşısında olacaktır. Bu ilke, şiar ve şuurla ilk yazıma bizim mahalleden bizim cenahtan başlamak istiyorum.
Atalarımız; "İğneyi kendinize çuvaldızı başkalarına batırın." demişler. İlk kez atalarımızın dediğinin aksini yaparak, "Çuvaldızı bize batıracağım ki iğneyi başkalarına batırabileyim."
Ülkemiz insanı, son bir asırdır her alanda ciddi sıkıntılar yaşadı. Ülkece çekilen ekonomik sıkıntılar yetmiyormuş gibi; muhafazakar kesimin dini inancı, kılık kıyafeti hatta ibadetine kadar yasaklar getirildi, zulümler yapıldı.
Etnik kimlikler konusunda yapılan baskılarla insanların diline, kültürüne yasaklar getirildi.
Ülke, ekonomik ve diğer alanlardaki birçok sorunun ağırlığı ile boğulmak üzereyken; halkın değerlerine bağlı ve tüm bu sorunları iliklerine kadar yaşayanlardan biri olan Sayın Erdoğan'a yetki vererek tüm bu sorunları çözmesini istedi. Sayın Erdoğan; 2002'den 2011'e kadar çok başarılı işlere imza attı. Sağlık, ulaşım, savunma ve birçok alanda ülkeye adeta sınıf atlattı.
Pekiyi daha sonra ne oldu?
Ülkenin ve ülke insanının yaşam şartlarındaki parametreler yukarı doğru çıktıkça; dava, değer ve ahlak parametreleri hep iniş yönlü oldu maalesef.
Dini alanlarda olması gereken serbestlikler oldukça dinden uzaklaşıldı. Türban serbest oldu lakin türbandan muzdarip olanlar türbanın manasından uzaklaştı. İmam Hatipler tekrar açıldı ama İmam Hatip ruhuna bir türlü dönülemedi. Etnik ve kültürel alanlara özgürlük geldikçe bu alanlar süistimal edildi.
Hasıl-ı kelam tabandan tavana kadar nerden geldiğimizi ve nereye gitmemiz gerektiğini unuttuk. Davadan ve sırat-ı müstakimden uzaklaştık. Şımardık, ukalalaştık, birçok konuda haddimizi aştık.
Ve maalesef gelinen noktada; ülkece, hem ahlaken hem de ekonomik bağlamda bir uçuruma doğru gidiyoruz.
-Bu hareketin lideri ve umudu olan Sayın Erdoğan; 2023'e kadar; şımaran, göbeklenen, yer sofralarından gelip yatlarda yemek yiyenlerden, partinin ve hükümetin göbeğini yağlandıranlardan kurtulmazsa, davanın mücahitleri iken zaman içinde müteahhit olanları diskalifiye edip davayı tekrar mücahitlere teslim etmezse,
-Birçok nedenden dolayı dar boğaza giren ekonomiyi düzeltmek için, tepeden tırnağa bir tasarrufa geçip, gerekli ekonomik tedbirleri alıp ülkeyi düze çıkaramazsa,
-Ak Partiyi kuruluş kodlarına geri döndüremezse; korkarım ki uçuruma doğru giden bu hareket, kendisiyle beraber Sayın Erdoğan'ı ve ülkeyi de uçuruma yuvarlar maazallah.
Önümüzdeki dört yılda, tabandan tavana kadar kodlarımıza, özümüze dönemezsek, ülkenin yönetimi 80 yıl boyunca laiklik ile İslamı ve müslümanları dövenlerin eline geçer ve herşey yeniden tepetaklak olur.
Hepimizin yaradılış ve dava kodlarımıza dönmemiz duasıyla sizleri Allah'a emanet ediyorum.
04/09/2019
Fırat TANIK