Öncelikle mübarek Ramazan ayının tüm İslam alemine hayırlara vesile olmasını ve ülkemize barış getirmesini diliyorum.

Öncelikle mübarek Ramazan ayının tüm İslam alemine hayırlara vesile olmasını ve ülkemize barış getirmesini diliyorum.

Nihayet şiddetli çatışmaların nefret saçan bulutlarının yerini barış sözcükleri aldı.

Yaklaşık 50 yıldır süregelen Kürt - Türk çatışmalarında ülke olarak kardeşi kardeşe düşman edenler yüzünden çok kan döküldü.

Çok yürek yandı, 
çok yoksul, genç yaşında ölüme itildi.
Binlerce köy yakıldı, insanlar yurtlarından sürgün edildi.
On binlerce faili meçhul cinayetler işlendi.
Binlerce çocuk yetim, binlerce anne kan ağladı 
Binlerce asker genç yaşında geride bıraktıklarıyla yaşatıldı.
Zorbalığa, zulme maruz kaldı niceleri.
Haklı haksız insanlar yurtdışına göç ettirildi.
Daha nice yarım kalan hayaller, hayatlar...

Ülke 50 yıllık bu kargaşa ve karanlıkta 50 yıl geriye gitmiş oldu.
Hem canıyla hem geleceğiyle ödedi bu bedeli.

Eğitimde, sağlıkta, üretimde, ekonomide  sosyal ve  kültürel bazda bir çok sektörde gelişimini sağlayamadı. Ülke adeta bindiği dalı kesti.
Çok yorgun düştü bu topraklar.

Kan ile sulanmaktan yeşermeye bile mecali kalmadı.
İki kardeşin bitmeyen kavgası gibi 

Türk- Kürt düşmanlığı ortaya atıldı.
Oysa ki Türklerin Kürtlerle, Kürtlerin de Türklerle bir sorunu yoktu.
Hem Türklerin hem de Kürtlerin bunu sorun edenlerle sorunu vardı.

Yüzlerce yıl birlikte sırt sırta, kardeşçe yaşamış bu iki büyük ulus çok zor zamanlardam geçti.

YETER ARTIK !
EDİ BESE ! 
HİN BES !
deme zamanıdır.

Nihayet umut dolu yarınlara gebe ülkemiz.
Sözler tutulduğu takdirde.

Devletin, Hükümetin ve diğer parti liderlerinin öncülüğünde sergilenen olumlu yaklaşımlar sonucu PKK'nın silah bırakması ve kendisini lav etmesi Abdullah Öcalan tarafından da açıkça ilan edildi. 
Bu tarihi bir an'dır. Hepimiz için. 
Ülkemizin tüm vatandaşları için baharı müjdeleyecek her çağrı kıymetlidir.

Gün birlik olma günüdür. Gün herkesin evinin önünü temizlemesi, tüm kirli çamaşırlarını ortadan kaldırması ve evinin kapılarını ardına kadar açık bırakması günüdür.

Bu toprakların mayasında birlik, beraberlik, kardeşlik ve dayanışma vardır.

Bu hepimiz adına bir fırsat. Sadece yetkililerin veya liderlerin elinde olan bir şey değil.
Kendini bu topraklar üzerinde ait hisseden her bireyin görevi bu.
Herkesin elini değil taşın, kaya'nın altına atması bu pozitif havayı soluması, okuması ve yazması gerekir.

Kendimizden, ailemizden, arkadaşlarımızdan çevremizden neyin neye ihtiyacı varsa ordan başlayın. 
Ne yapıp edin bu barışa katkı verin.

Ölümlerin, acıların, kavgaların ülkemize hiç bir fayda sağlamadığı ortada.

Kan, barut, ağıtlar içinde büyümesin hiç bir çocuk. Bağrına taş basmasin analar. Ağıt'lara türküler yakılmasın tekrardan.
Diller, destanlara konu olmasın.
Sürçülisan olsun dilimizdeki tek kusur.

Ağır ekonomik ve toplumsal tahribat yaratan bu kazananı olmayan kargaşanın ilelebet sürmeyeceği aşikar.

Yeni bir sürece girdik 
Fakat bundan memnun olamayanlarda çıkacaktır.

BARIŞ YAĞMURUNDA ŞEMSİYE SATIN ALMAYA NİYETLENENLER BİR HAYLİ FAZLADIR.

Bunlara asla fırsat verilmemelidir.

Halk; akışı, çıkmaza sokacak
fitne fesat yaratacak hiç kimseyi affetmemeli.
Tüm eleştirieri ve önerileri bir arada tutup yıllardır süren kangren olmuş yarayı kurutacak tuzlandırmadan katkı verecek her kesime açık olmalıyız.

Bu ülke çok hain gördü, 
ÇOK MENFAATİ BOYUNDAN BÜYÜK İNSAN.

Kendisini ülkenin en milliyetçisi olarak lanse eden, ulus duyguları tavan yapmış bir çok şahıs öyle bir hale geldiler ki bu pozitif açıklamalar sonucunda adeta barış olmasın, dağdakiler inmesin, kan akmaya, analar ağlamaya, yetimler var olmaya devam etsin çabası içerisindeler.


Aslında çokta şaşırmamak gerek. 
Bunlar; 
ülkeyi yıllarca kan gölüne çeviren, kaostan beslenen, milliyetçi duyguları sadece menfaati için kullanan aynı zamanda mahalle yanarken saçını tarayan kişiliklerdir.
Barış sözcüğü düşmandır onlara.

Bu ülkenin huzura, barışa, kardeşliğe ve geleceği ihtiyacı var. 
Bunu reva görmemekte bir kötülük biçimi değil midir?

Her son yeni bir başlangıçtır aslında.
Bu dünya ilelebet kötülüklerle anılmayacaktır.
hep kötü şeyler yaşanmayacak.
Ülkemiz adına güzel günler baharın müjdecisi olacaktır inşallah.

Paylaşamayacak hiç bir şeyimiz yok bu ülkede. Yıllarca ekmeğimizi bölmüşüz.

Geçmişe takılı kalmadan bugünü ve yarına inşa etmenin zamanı gelip geçti.

El birliğiyle dostlar !

Yoksulluğun bolluğundan beslenen çiyanlara kaybettirecek bir tek an'ı yoktur ülkenin.

Silahlı mücadele dönemi bitti ve bunun bir çözüm olamayacağı 21 yy. da herkesin kanaatidir.

Artık demokratik yollar aramalı, değişen dünya düzeninde pratikte yeni çözüm yolları denenmeli ve üretmeliyiz.
Çoğulcu demokrasinin kapıları ardına kadar açılmalı.
Kültürel ve siyasal haklar iyileştirilmelidir.

Bu saatten sonra en çok ihtiyacımız olan şey samimiyet, dürüstlük ve güvendir.
Kalıcı barış ancak bunlarla yol alır.

Bu serüvende kaybedecek olan çıkmaz, kazananı Türkiye olur.

Aksi takdirde çok şey kaybettik, yenilerini kimse kaldıramaz.

Baharın müjdecisi Cemre bu sefer yüreklerimize düşsün, bu savaş son bulsun ve gerçek manada bahar ülkemizin dört bir yanına yayılsın.

Hepimizin gelecek nesillere bir miras bırakma borcu var. 
Umudum o dur ki verilen sözlerin tutulması,
Yeni yaşama dair beklentilerin boşa çıkmaması yönündedir.

Kardeşliğin, beraberliğin İslam hukukunun da etkisiyle çözüme kavuşturulması,
Kalıcı birlikteliğin sağlanması,
Barışın, huzurun, güvenin ve adaletin inşası temennisiyle.

Barış içinde kalın.