Boşanma; hayat boyu süreceği inancı ile kurulan birlikteliğin eşler tarafından yürütülmeyeceğine inanılıp, resmi ve hukuki olarak sonlandırılmasıdır.
Boşanmalar tek bir nedene bağlı olmadıkları gibi sonuçları da çok farklılık gösterebilir.
Boşanmaların kimleri ve neleri hangi oranlarda etkilediği bilinmelidir.
Evlilik; hayatınıza almak istediğiniz en önemli kişi ile kurduğunuz birlikteliktir.
Boşanmak; hayatınızdan çıkarmak istediğiniz en önemsiz kişi ile yaşamak istediğiniz yol ayrılığıdır.
O zaman her iki aşamada da bu durumu çok doğru görmek gerekir.
Günümüzde boşanmaların bariz bir şekilde artmış olmasının birçok nedeni vardır.
Aileler, toplumsal ve kültürel bütün değişimlerden etkilenmektedir. Bu hızlı değişimler boşanmaları tetiklemektedir.
Kırsal kesimlerdeki boşanmaların oranlarının azlığı kadınların ekonomik özgürlüklerinin azlığı, gelenek ve göreneklerin bir disiplin halini alması, boşanmaların esnek kabul edilmemesi, boşanmalara karşı hoşgörünün azlığı vs.
Kentlerde bu durum tam ters istikamette işlemektedir. Kentleşmelerdeki hız oranı boşanmalarla paralellik göstermektedir.
Kentleşmedeki hız oranı; kadın haklarının gelişimi, eğitim düzeyinin yükselmesi ve kadının toplumsal yaşama katılımı artıya doğru giderken, bu gelişme evliliklerdeki uyumu olumsuz yönde etkilemiştir.
Bu olumsuz etkilenme aile arasında rol çatışmasına sebep olmuştur. Her çatışma beraberinde her gün artan boşanmaları getirmiştir.
Hiçbir boşanma kendi içinde ve bağımsız değildir. Özellikle evlenme yaşına gelmiş bireylerin bu tür olumsuz gelişmelerden çok etkilendikleri ve toplumun temel dinamiği olan evliliklerden soğudukları bilinmelidir. Bir başka olumsuzluk ise toplumda benzer sorunları yaşayan çiftlerin evliliklerini tamir etmek yerine boşanmaya başvurmaları ve problemin boşanma ile çözülebileceği inancı toplumda hakim olmaya başlayacaktır.
Gelişen dünyada ve toplum yaşamındaki hızlı değişimler, dünya üzerindeki hızlı yer değiştirmeler ve gidilen yerlerde yeni insanları tanıma olanakları, bireyler arasında birebir ilişki kurma olanaklarını kolaylaştırmış ve bu kolay ilişki sevgiye dönüşmüş ve evliliklere yol açmıştır.
Ancak bir evliliğin sadece sevgiye dayalı yürüyemeyeceği, kültürlerin, dinlerin, dillerin, toplumsal sınıfların çok büyük bir etkiye sahip olduğu bilinmeli ve evliliğe giden yolda bu etkenleri çok doğru tespit ederek bir yuva kurulmalı, sadece sevgiye dayalı evliliklerin büyük bir kısmının boşanma ile neticelendiği ve parçalanmış ailelerin ortaya çıktığı görülmüştür.
Ancak boşanmalardaki en büyük etkenin evliliklerde tarafların evlilikte yeterince hazır olamamalarıdır.
Boşanmalar toplumların değişmez kaderi ise ve dünya var oldukça evlilikler gibi boşanmalar da olacaksa burada temel hedef boşanmaları minimize etmek olacaktır. Boşanmaları minimize etmenin yolu boşanmalara giden süreçleri, tetikleyici unsurları ve evrelerini çok doğru okumaktır.
Süreç içerisindeki boşanmalara bakıldığında yoğunlukla şu evrelerden oluştuğu görülmektedir;
Konunun devamını bir sonraki yazımızda sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz
Dua ile…