HÜDA PAR GİK Üyesi ve Medya Başkan Yardımcısı Şeyhmus Tanrıkulu, İl Başkanı Alpaya ve İl Teşkilat üyeleri MD Medya Group Yönetim Kurulu Başkanı Mahfuz Demir’i Ziyaret etti. Son günlerde sıkça konuşulan teror örgütü PKK’nın silah bırakma konusu ile ilgili görüşlerini aktaran Tanrıkulu, “Son bir ay içerisinde bu konu ile ilgili gelişmeler oldu. Normalde beklenmeyen ve sürpriz diyebileceğimiz açıklamalar sayın Devlet Bahçeli tarafından yapıldı. Parti olarak silahların bırakılması adına annelerin ağlamamasın ve gözyaşları dökülmesin diye toplumsal barışın sağlanması adına biz her türlü adımı destekleriz. Dün de Genel Başkanımız Diyarbakır’ı ziyaret etmişti. Orada Diyarbakır Annelerini ziyaret etti. Orada da bu konu ile ilgili bazı açıklamalar yaptı. Genel Başkanımız, eğer silahların bırakılmasıyla ilgili Dem’liler samimi ise bu ilk adım olarak ailelerin çocuklarını dağdan getirsin. Öncelikle oradan başlaması gerekiyor. Daha sonra PKK’nin elindeki silahın bırakılmasıyla alakalı kendisiyle konuşulabilir ve pazarlık yapılabilir. Ama kürt halkının toplumsal talep etmiş olduğu temel hak ve özgürlükler meselesini ise Kürtlerin siyasi partilerini, sivil toplum kuruluşlarını, kanaat önderleri ile görüşülüp adım atılması gerekiyor. Yani PKK’nin silah bırakması ile Kürt meselesinin karıştırılmaması gerekiyor. Dolayısıyla PKK silah bıraksa da bırakmasa da Kürt halkının toplumsal talepleri devam ediyor. Ve bunu çözmek gerekiyor. Bu yüzden temel hak ve özgürlüklerin pazarlık konusu yapılmaması ötelenmemesi ve herhangi bir şarta da bağlanmaması gerekiyor. Bunların ertelenmesi ve herhangi bir şarta bağlanması aslında insan hakları ihlalidir.” dedi
“2013’TEKİ YANLIŞA TEKRAR DÜŞÜLMEMELİ”
“2013 Yılında başlatılan çözüm sürecindeki yanlışlıkların tekrar edilmemesi gerekiyor. Biz o dönemde de silahların susması adına çatışmasızlık adına sürece destek verdik. Fakat size şunu diyebiliriz, o dönemde en çok zarar gören Hüda Par oldu. Çünkü çatışmazlılık sürecinde Hüda Par’ın teşkilatları ve üyelerine PKK tarafından saldırılar başlatıldı. Dolayısıyla bu tür yanlışlıklar yapılmasın. Silahların bırakılması gerekiyor. Ama Kürtlerin; ana dilde eğitim, Kürtçenin 2. resmi dil olması, Kürtlerin anayasa olarak varlıklarının kabul edilmesi gibi taleplerin hükümet tarafından ivedilikle yerine getirilmesi gerekiyor. Bunun için de aslında hiçbir muhattaba da gerek yok. Anayasal düzenlemeleri meclisten geçirebilirler. Hükümetin öyle bir imkanı da var.” dedi.