ŞUBAT VE ŞEHADET…

Abone Ol

‘’Şüphesiz hicret edenlerin, yurtlarından çıkarılanların, benim yolumda kendilerine eziyet edilenlerin, çarpışanların ve öldürülenlerin kötülüklerini örtecek ve kendilerini altından ırmaklar akan cennetlere sokacağım. Bu Allah katında bir karşılıktır. Karşılığın en güzeli Allah katındadır.’’(Ali İmran 3/195)

Ay Şubat olunca, dünyanın neresinde yaşarsanız yaşayın, yüreğinize farklı bir hüzün çöker.

Özlersiniz onları, onların hayatlarını ve Şehadetlerini…

Bu hüzünlerle beraber biz şubat’a Şehadet ayı deriz.

Kutlu olsun, bereketli olsun.

Biz iman etmişiz, yokluk değildir ölüm.

Faniden ebede geçiş yolculuğudur ölüm.

Her fani yaşar bu yolculuğu, her nefis ölümü tadar.

Ama ölmek var, ölmek var.

Biz bugün burada şerefli olan ölümden bahsetmek istiyoruz.

Hani bazıları küçücük akıllarıyla, Allah’a ve onun değerlerine savaş açar ve ölürler ya,

İşte bunlar değersiz ölümlerdir.

Bu Şehadet ayında, bu cahilce ölümlerden bahsetmek istemiyoruz.

Çünkü bu tür ölümlerin ahirette, Allah’ın yanında hiçbir kıymetleri yoktur.

Onlara azap var, nimet yoktur.

O zaman şerefli ölüm nedir ona bakalım;

Allah’ın kelamını yere düşürmemek, onun izzetli elçisine tabi olmak, onun dinini yüceltmek için mücadele etmek, mazlumlara yapılan baskı ve dayatmalara karşı çıkmak, zalime karşı mazlumun safında yer almak ve bu uğurda hayatını kaybetmek, şerefli bir ölümdür.

Şubat şehitlerine baktığımızda, onların ölümünde ki şeref ise şereflerin en üstünüdür çünkü;  onlar İslam düşmanlarına karşı din için verdikleri mücadele neticesinde zalimler ve kafirler tarafından zindanlara atıldılar, akla hayale gelmeyen işkencelerden geçirildiler ve bunların neticesinde alçakça şehit edildiler.

Alçaklar şunu çok iyi bilsinler ki; onların öldürdükleri hiçbir şehit ebedi yokluğa gitmemiştir. 
Onlar sağdırlar ve dinin sahibi olan Allah’ın misafirleridirler. 
Onların her biri Allah’ın katında rızıklandırılmaktadır. 
O öyle bir makamdır ki, o makama Allah’ın elçileri bile imrenmektedir. 
Kıyamet gününde onlara öyle ikramlar yapılır ki, onlar tekrar tekrar Allah yolunda savaşıp şehit olmayı istemektedirler.

Mazlum coğrafyanın birçok ülkesinde Allah’ın dinine ve davasına sahip çıkmak için şehadet aşkıyla yanıp tutuşan ve şehit düşen yürekli Müslümanlar vardır. 

Bir çoğu da sırasını beklemektedir. 

“Ben canımı kurtarayım, dinim, memleketim, namusum ne olursa olsun.” deyip kaçanların olduğu bir dünyada, bu duruşu sergilemenin elbette ki hem inananların, hem Allah’ın nazarında bir kıymeti ve değeri vardır.

‘’O halde dünya hayatını, Ahiret hayatı karşılığında satanlar, Allah yolunda çarpışsınlar. Kim Allah yolunda çarpışır, sonra öldürülür veya üstün gelirse, ona büyük bir ecir vereceğiz.’’(nisa 4/74)

Şubat ayı, Şehadet ayıdır…

Dünyanın dört bir yanında İslam davası için şehit edilen bütün şehitlerimize, Ortadoğu da katil ve büyük şeytan ABD ve kuklaları ile savaşıp şehit düşen asker kardeşlerimizin ve bütün şubat şehitlerimizin, bir kez daha kanlarının İslam’a kuvvet ve Müslümanlara  şuur getirmesini diliyor, hepsinin Şehadetini kutluyorum.