Kıyamet alametlerinden biri gibi gördüğümüz öyle bir gelişme var ki, aklımız durmuş durumda…
Spor adı altında koşu yaptırılan mümine bacılarımızın başında türban, altları ise plaj görüntüleri…
Adına da İslami Dayanışma adını verdikleri bu organizasyonların ilkinin Mekke’de düzenlenmiş olması, içimizi bir başka yakmış durumda.
Bu sene Konya’da yapılan bu spor etkinlikleri, muhafazakâr kesimi şoke ederken, Gezi zihniyetinin alaylarını ve dindar kesimin tepkisini gündeme getirdi.
Zira gördüğümüz görüntülerin ne İslam ne de dayanışma ile yakından uzaktan bir alakası yoktu.
Hatta muhafazakâr ve dindar kesim tarafından hayâ ile karşılandı.
Bizlerin Erdoğan’a olan sevgisini bilen nice dostumuz, ‘hesabını vereceksin’ diyerek, ‘sizin yüzünüzden’ bunlar oluyor, diyorlardı.
Oysaki beni arayıp bu dost ikazlarını yapanlar da Erdoğan’a ve davasına bu güne kadar oy verenlerdi.
Birçok olayda bizler de, bu dostlarımızda, ‘haritanın küçük değil büyük parçasına bakalım’ diyerek, desteklemeye devam ettik.
Belki yine, Gezi zihniyetinin muazzam hakaretlerini görerek ‘başka çaremiz yok’ diyerek, destek vereceğiz ancak, vallahi de billahi de artık ayaklarımız gitmek istemiyor sandığa..!
Karşımızda bizlerle alay edenlerin bazılarının ağzı alkol kokuyor, bazılarının alnı seccade görmemiş.
Ancak bu görüntüleri gözlerimizin önüne koyup, “İslami Spor için ne diyorsun” diyerek yarı çıplak kızları gösterdiklerinde, gözlerimiz doluyor, yerin dibine batıyoruz.
Ya hadi bizim Geziciler tarafından rezil edilmemiz, yerin dibine batırılmamız, yüzümüzün kızartılması falan, muktedirlerin çok umurunda değil diyelim, yahu Allah’tan da mı korkmuyorlar.! Mahşer günü ne cevap verecekler..?
Hatta bunun kasti yapılmasının, küfre gideceğine kadar görüş bildiren âlimlerimiz var.
Nedir bu cesaret, ne uğruna..!
İçimizi yakan bir realite de, diyanetin ve hocalarımızın bu olan bitenlere karşı sessiz kalmaları…
Bu mudur doğruları söylemek, bu muydu Allah’ın yasakladığı şeyler konusunda uyarıda bulunmak.
Evet…
Sayın muktedirler… Bizi üzüyorsunuz, kırıyorsunuz, incitiyorsunuz, inancımızla alay edilmesine sebep oluyorsunuz, başımızı öne eğiyorsunuz, bizi rezil rüsva ediyorsunuz.
Ezcümle… Oturup şöyle bir Cumhurbaşkanımızla baş başa konuşabilseydik, “abi bu kareleri görüyorsun. Bu İslami midir, İslami değilse adına İslam etiketi konulup yapılması doğru mudur” diye sorduğumuzda, illaki “ne İslam’a sığar, ne de ecdadımızın mirasına” diyeceğine adım kadar eminim de, anlamadığım ve çözemediğim mevzu ise şu;
Sn. Erdoğan’ın bunlardan haberi mi yok, yoksa bunlara müdahale edecek gücü mü yok, yoksa etrafında bunların yanlış olduğunu söyleyen, onu ikaz eden tek bir tane dostu/danışmanı mı yok..!
Yok galiba…!!!
Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler..! Saygılarımla…