Bingöl’de düzenlenen Uluslararası Bal Şurası ve Fuarı’na katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Bingöl’ün bal üretiminde marka olma yolunda ilerlediğini aktaran Yılmaz, "Güzel Bingöl’ümüz, el değmemiş yaylaları ve doğasıyla; geveni, kekiği, beyaz yoncası ve üçgül gibi zengin florasıyla arıcılar için adeta bir cennet konumundadır." dedi. 

Bingöl’deki Bıçaklı Saldırıda İstenilen Ceza Belli Oldu Bingöl’deki Bıçaklı Saldırıda İstenilen Ceza Belli Oldu

Ayrıca; Yılmaz "Yaklaşık 9 milyon adet arılı kovanın bulunduğu ülkemizde arıcılık sektörü; bal, polen, propolis ve bal mumu gibi arı ürünlerinden 12 Milyar lira katma değer sağlamaktadır. Son 20 yıla baktığımızda toplam 93 bin ton bal ihracatı yapılmış ve 316 milyon dolarlık ihracat geliri elde edilmiştir” dedi.

Bingöl’de ilk kez düzenlenen Uluslararası Bal Şurası ve Fuarı’nın açılışı yapıldı. 3 gün sürecek olan Bal Şurasının açılışına katılmak üzere Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz Bingöl’e geldi. İlk olarak Bingöl Valiliği’ni ziyaret eden Yılmaz, Vali Ahmet Hamdi Usta tarafından karşılandı. Şeref defterini imzalayan Yılmaz, çalışmalar hakkında Vali Usta’dan bilgi aldı. Ardından üniversitedeki Recep Tayyip Erdoğan kongre merkezine gelen Yılmaz, burada bal şurasının açılışını gerçekleştirdi.

“Türkiye, dünya bal üretiminde Çin’den sonra ikinci sırada yer almaktadır”

Uluslararası Bal Şurası ve Fuarı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Bal Şûrası ve Fuarı’nın üreticilerin bir araya gelerek bilgi ve tecrübe paylaşımı yapabileceği, sektörün gelişimi için önemli adımlar atılmasının sağlanacağı bir platform olacağını belirtti. Yılmaz, “Arıcılık, insan sağlığına, üretime ve ülke ekonomisine katkıları ile kıymetli bir tarımsal faaliyettir. Topraktan bağımsız oluşu ve diğer pek çok sektöre kıyasla daha az iş gücüne ihtiyaç duyması ile kısa sürede emeği gelire dönüştürebilmektedir. Türkiye, coğrafi yapısı, zengin florası ve iklim özellikleriyle arıcılığa son derece elverişli bir konumdadır. Evliya Çelebi’nin ’Ovalarından bal akan topraklar’ olarak nitelendirdiği bal ormanlarımız, geçmişten bu yana arıcılığa beşiklik etmiştir. Dünyada bilinen ballı bitkiler florasının yüzde 75’ine sahip olan ülkemiz aynı zamanda dünya çam balı üretiminde yüzde 90’lara varan oranla en büyük payı almaktadır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü verilerine göre Türkiye, dünya bal üretiminde Çin’den sonra ikinci sırada yer almaktadır. Ülkemiz bal arısı çeşitliliğine ve zengin arı ırklarına sahiptir” diye konuştu.

"Son 20 yıla baktığımızda toplam 93 bin ton bal ihracatı yapılmış ve 316 milyon dolarlık ihracat geliri elde edilmiştir"

Bal ihracatına değinen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Yaklaşık 9 milyon adet arılı kovanın bulunduğu ülkemizde arıcılık sektörü; bal, polen, propolis ve bal mumu gibi arı ürünlerinden 12 milyar lira katma değer sağlamaktadır. Son 20 yıla baktığımızda toplam 93 bin ton bal ihracatı yapılmış ve 316 milyon dolarlık ihracat geliri elde edilmiştir. Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde arıcılık 2003 yılından bu yana desteklenmeye başlamış ve 1,2 milyar lira destekle arılı kovan, bal üretimi ve arıcılık işletme sayısında büyük artışlar kaydedilmiştir. Gelinen noktayı yeterli görmüyoruz; katma değerli ürünlerle bu başarıyı katlamamız, bölgesel kalkınmaya ve ihracata arı ürünleriyle güç katmamız lazım. Bingöl Üniversitesi’nde ARGE merkezimiz var, çalışmalar yapılıyor. Arıcılıkta sürdürülebilir üretim yöntemleriyle bilinçli girişimlerin desteklenmesine ve iklim dostu uygulamalara önem veriyoruz. Bal, polen, arı sütü ve propolis gibi arı ürünleri üretimini artırmak ve kayıt altına almak, Arı ıslah projeleri başta olmak üzere arıcılık projelerini hayata geçirmek, Bal üretim alanlarını planlı şekilde çoğaltmak, Kovan başı bal verimini yükseltmek, markalaşma ve arıcıların refah düzeyini artırmak için gayret gösteriyoruz” şeklinde konuştu.

"Bingöl Üniversitesi ’Arı ve Arı Ürünleri’ alanında ihtisaslaşan tek üniversitedir"

Bingöl’ün bal üretiminde marka olma yolunda ilerlediğini aktaran Yılmaz, "Güzel Bingöl’ümüz, el değmemiş yaylaları ve doğasıyla; geveni, kekiği, beyaz yoncası ve üçgül gibi zengin florasıyla arıcılar için adeta bir cennet konumundadır. Karakteristik tat ve aromaya sahip Bingöl balının ünü dünyaya yayılmış, coğrafi işaret alarak pek çok ödüle de layık görülmüştür. Tarım ve Havza Bazlı Kalkınma alanında Pilot Üniversite misyonunu üstlenen Bingöl Üniversitesi ’Arı ve Arı Ürünleri’ alanında ihtisaslaşan tek üniversitedir. Bingöl Balının kalitesi ve güvenilirliği, yerel ekonomiye katkısı, ulusal ve uluslararası anlamda tanınırlığını daha da artırmayı hedefliyoruz. Arıcılık işletmesi, polen, arı sütü ve bal mumu üretimi, sertifikalı ana arı yetiştiriciliği ve arı zehri üretimine yönelik yoğunlaşmak gerektiği ortaya konuşmaktadır. Bal Şurası’nın, ülkemizin bal üretimini artırmak, arı popülasyonlarını korumak, bal ve diğer arı ürünlerinin sürdürülebilir üretimini ve pazarlamasını destekleyecek kapsamlı bir stratejik yol haritası oluşturmak için bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Hedeflenen çıktılara ulaşılabilmesi için bu dayanışma ve istişare ortamını son derece kıymetli bulduğumu belirtmek isterim. Şurada bal ürünlerinde verimlilikten ihracata, markalaşmadan yerli türlerin korunmasına kadar geniş bir alanda ortaya konacak politika önerilerini yakından takip edeceğiz. Şura ve fuar çıktılarının sürdürülebilir arıcılık faaliyetleri ve bölgesel kalkınma açısından yol gösterici olacağına inanıyorum. Bingöl Uluslararası Bal Şûrası ve Fuarı’nın organizasyonunda emeği geçen Bingöl Üniversitemiz başta olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlarımıza, sponsorlara ve paydaşlara teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’a, Vali Ahmet Hamdi Usta, AK Parti Bingöl Milletvekilleri Feyzi Berdibek ve Zeki Korkutata, Malatya Milletvekili Abdurrahman Babacan, Bingöl Belediye Başkanı Erdal Arıkan, Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Çapak, kurum amirleri eşlik etti.