Ak Partili Yöneticilerin 'Sazanlığı'!

Abone Ol

AK Parti siyaset hayatının en kritik sınavının verileceği dönemece girerken Bingöl’de başarısız il başkanı, teşkilatı ve vekilleri ile ilimizde kan kaybetmede başrolü oynuyor.

AK Parti’nin Bingöl teşkilatı ve vekilleri; İnsan odaklı siyasetten uzaklaşıp hata üstüne hata yapmasının sonucunun, 2023 seçimlerinde  Bingöl’de kan kaybetmeye sebep olacağını tahmin etmek çokta zor olmasa gerek…!

Son günlerde gündem olan haberlerimizden sonra, AK Parti İl Başkanı Sayın Haşim Sağlar’ın eline tutuşturulan cevap kağıtlarını paylaşmasını sağlayan vekiller ve teşkilattakiler suçluluk psikolojisi ile hareket ettikleri için hata üstüne hata yapıyorlar.

Mesela…

                1.            Gün Sayın Haşim Sağlar: “Köylünün sahip olduğu arazinin başka bir amaç için tahsisinin söz konusu olmadığı…” şeklinde bir açıklama yapmıştı. Ve buna ek olarak Sütaş için imar planı oylaması yapıldığı haberimizi de yalanlayıp gerçek dışıdır demişti.

                2.            Gün Sayın Haşim Sağlar: “Arazi kesinlikle köylülerimize ait bir arazi değildir, çoğunlukla dere yatağıdır.   SÜTAŞ kuruluş aşamasında kendi planları çerçevesinde bu arazide tasarrufta bulunma talebinde bulunmuştur…

Yani burada görüldüğü üzere, bir yandan arazi köylünündür diyor, diğer yandan köylünün değildir diyor. Bir yandan Sütaş için imar planı yapıldı şeklindeki haberlerimizi yalanlıyor, diğer yandan Sütaş arazi talebinde bulunmuştur diyor.

Dahası var…

*Bir yandan kimseyi tehdit etmedik diyor, diğer yandan parti içi uygulamamız deniliyor.

*Bir yandan dere yatağı diyor, gösterdiği haritada da belli olduğu üzere ekinlerin ekildiği bir arazi görünümündedir. Ki bu arazinin tamamında 1953 yılından beridir bir fiil buğday ekimi gerçekleşiyor.

Bir nala, bir mıha vuran Haşim Bey’in bir dediği bir dediğini tutmuyor.

Böylelikle, AK Parti il teşkilatında sinsi oyunlara maruz kalan Sayın Haşim Sağlar, teşkilat ve vekillerin günah keçisi olmaya devam ediyor.

Gelelim tehdit kısmına…

Yatsıda sönmesini diledikleri mumlar eşliğinde bol karmaşıklı imzalı kağıt yayınlandı.

Şimdi buradaki tezatlığa da bakalım…

AK Parti’nin 15 il genel meclis üyesinden 13’ü hiç bir baskı altıda kalmadan kendi özgür irademizle karar verdik diye imza atmışlar.

Burada Nikâh memurunun sözünden alıntı yaparak hazırladıkları metinde imza atanların 5’i oylamaya katılmamıştı. Oylamaya katılmayanlardan neden imza aldıklarını kendileri de bilmiyordur..!

1’i de red vermişti ve o kişinin bu metinde imzası yok. Hâlbuki bu olayların başrol kahramanı ve ismini en güzel yazan da, en karizmatik imzanın sahibi de  (Metin Bolluk) bu kişidir.

İmzayı atan 13 Encümene sesleniyorum.

Bayram’ın 4. yada 5. günü il özel idaresi bahçesinde Sayın Cevdet Yılmaz başkanlığında toplandığınızda ben de orada değil miydim..?

Sayın Cevdet Yılmaz, masaya yumruğunu vurup ‘Ya evet oyu verip parti kararına uyacaksınız ya da çekip gideceksiniz’ dediğinde Sayın Metin Bolluk dışında kimseden ses çıkmamıştı. Sayın Cevdet Yılmaz bu tehditi yaparken ben de oradaydım.

Bunu Sayın Erdal Arıkan’da biliyor.

Sayın Haşim Sağlar'da biliyor.

Sayın Feyzi Berdibek'te biliyor

ve

Sayın Cevdet Yılmaz'da biliyor.

Yani;

Kendi gözümle gördüğüm, kendi kulağım ile işittiğim bir tehdidi, il genel meclis üyelerine zorla imzalattığınız kağıdın hükmünün olmadığını en az benim kadar siyasetçiler de biliyor. Burada günü kurtarmak adına, seçmene bir şeyler söylemek adına atılan bir adımdır. Yani göz boyamaktan başka bir şey değildir.

Ama şunu iyi bilin, tarih sizi affetmeyecek..!

Sayın Cevdet Yılmaz…

Yüzde 70’lerden aldığınız oy oranlarını bugün yüzde 21 dolaylarında olduğunu görüyoruz.

Seçmenleri AK Parti’ye bilerek mi küstürüyorsunuz?

Bingöl’de AK Parti ile Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan oylarındaki açık oy farkının sebebi siz vekiller ve teşkilatınız değil mi?

Teşkilat Başkanı Sayın Erkan Kandemir Bingöl’ü neden boşlamış?

Haşim Sağlar’ın istifasını neden kabul etmediniz?

Bu soruların cevabını merak etsekte Sayın Haşim Sağlar’ın yaptığı 4 açıklamanın 4’ünün de bir birinden farklı olması, bir birini yalanlaması ve kurumsallıktan uzak yayınlanmasının sebebinin “iç çekişme” olduğu ortadadır.

Bu kısım önemli;

Partinin cevaplarını yazan kişilere sesleniyorum.

Lütfen girişte inkar ettiklerinizi metnin sonunda kabul etmeyin.

Lütfen açıklamalarınızı kurumsal bir ağız ile yazın.

Lütfen ilk gün söylediğinizi ikinci gün inkar etmeyin.

ve

Sürmanşet Gazetecisi ve Yöneticisi diye bir tabir yoktur.

Bunları öğrenin…

Çünkü siz daha bana çok cevap yazacaksınız.

Unutmadan;

Sayın Haşim Sağlar imzalı son yapılan açıklamada, “arazi Kılçadır Köyü’ne ait değildir” deyip bunu harita ile göstermiş. Bununla övünen Haşim Bey bizi yine yalancılıkla suçlamış.

Biri de demiyor ki başkan, “arazinin hangi köye ait olduğunun ne önemi var..!

1953 yılından beri bu arazide buğday ekiliyor ve bunu A ya da B köyü sınırında ekmesinin ne önemi var. Önemli olan köyün adı mı yoksa köylünün ektiği arazi mi?” demiyor. Yine önü arkası düşünülmeden sırf cevap verilsin diye sazan gibi atlayıp eline tutuşturulan bir metni yayınlanmış.

“Allah doğru ile beraberdir” sözü ile açıklamanızı bitirmeniz, sizin ‘Doğru’ olduğunuz anlamına gelmiyor...

Neresinden tutsan elinde kalıyor işte..!

-

Çok çok yakın zamanda yine çok önemli haberlerle Bingöl ve ülke gündeminde olacağız…  Esen Kalın.